Catálogo de publicaciones - revistas

Compartir en
redes sociales


Art-E: Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi

Resumen/Descripción – provisto por la editorial

No disponible.

Palabras clave – provistas por la editorial

No disponibles.

Disponibilidad
Institución detectada Período Navegá Descargá Solicitá
No detectada desde dic. 2011 / hasta dic. 2023 EBSCOHost

Información

Tipo de recurso:

revistas

ISSN impreso

1308-2698

País de edición

Turquía

Fecha de publicación

Cobertura temática

Tabla de contenidos

THE IMPORTANCE OF DIGITAL FILM RESTORATION IN PRESERVATION OF CINEMATOGRAPHIC HERITAGE

Mustafa Mert ATALARORCID

<jats:p xml:lang="tr">Sinematografik mirasın oluşturulmasında fotokimyasal film malzemesini saklamanın ve korumanın büyük bir önemi vardır ancak bu tek başına yeterli değildir. Çünkü uygun koşullarda korunan bir filmin bile belli bir ömrü vardır. Dijital teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık bu fotokimyasal malzeme dijital olarak taranıp bilgisayar yazılımları yardımıyla yenilenebilmekte ve bu kopya, dijital çıktı ya da fotokimyasal film olarak korunup saklanabilmektedir. Bu işlem, dijital film restorasyonu olarak adlandırılmaktadır. Çalışmada dünyada ve ülkemizde sinematografik mirasın korunmasına yönelik başlıca faaliyetler ele alınacak, sinematografik mirasın temelini oluşturan fotokimyasal film malzemesinin ana nitelikleri ve türleri teknik olarak açıklanacak, dijital film restorasyonunun iş akışı, tamamen fotokimyasal işlemlere dayalı restorasyonla karşılaştırılarak ele alınacak ve sinematografik mirasın korunmasında dijital film restorasyonunun önemi nitel araştırma yöntemiyle ortaya konacaktır.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 286-312

THE ALLURE OF THE SINGLE FRAME: RETHINKING THE RELATIONSHIP BETWEEN CINEMA AND PHOTOGRAPHY THROUGH TARKOVSKY'S POLAROIDS

Mehmet KÖPRÜORCID

<jats:p xml:lang="tr">Teknik olarak fotoğrafla aynı köklere sahip olsa da gerçekçi hareket algısı ve zamansal düzenleniş sayesinde sinema güçlü bir anlatısallık kazanmıştır. Eskiden sadece küçük bir azınlık tarafından yapılabilen hareketli görüntü kaydı, teknolojik gelişmeler sayesinde günümüzde nerdeyse herkes tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Ancak yine de zamanın dondurulmuş bir kopyasını üretebilen fotoğraftan vazgeçilememektedir. Sadece amatörler değil, film çekme şansı olan profesyoneller de fotoğraf çekmeye devam etmişlerdir. Bir taraftan filmleri üzerine çalışırken diğer taraftan fotoğraf çekmeye de devam eden Rus yönetmen Andrey Tarkovski de bu profesyonellerden biridir. Filmlerinde sinema sanatının sunduğu görsel-işitsel olanakları ileri düzeyde kullanan yönetmen, fotoğraflarını şipşak tarzının ilk örneklerinden olan Polaroid makineler işe çekmiştir. Bu durum yönetmeni, hareketli görüntünün ulaşılabilirliğine rağmen fotoğraftan vazgeçilememesinin araştırıldığı bu çalışma için ideal bir örnek haline getirmiştir. Onun Polaroid çekimlerinin, nadiren filmlerine de referanslar verilerek, bağlam, içerik, biçim ve materyal bazlı değerlendirmeleri yapılmıştır. Bu değerlendirmeler üzerinden, bir medyum olarak şipşak fotoğrafın; zamanla kurulan ilişki, punctum, şiirsellik, spontanlık ve gerçeklik gibi konularda sinemaya göre gösterdiği üstünlükler ortaya konulmuştur.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 313-339

Ebru Sanatının Havlu ve Peştamal Yüzeyine Uygulanabilirliğinin İncelenmesi

Pelin AYKARORCID; Reyhan POLATORCID; Duygu İrem CANORCID

<jats:p xml:lang="tr">Geleneksel Türk sanatlarından biri olan ebru, kıvamlaştırıcı maddeler katılarak yoğunluğu artırılmış su yüzeyine serpilen boyalar sayesinde desen yapılması ve desen yapılmış yüzeyin üzerine bırakılan kağıda desenlerin aktarılması ile elde edilir. Desen oluşumunun yalnız uygulayıcıya değil, teknedeki suyun kıvamına, doymasına ve boyanın su yüzeyinde açılmasına bağlı olması sebebi ile desenin aynısının eldesi mümkün olmamaktadır. Bu özelliği, ebru sanatının kağıt dışındaki farklı malzemeler üzerine uygulanması konusunda da ilgiyi artmıştır. Çalışmada; ebru tekniğinin Türk dokuma tarihinin önemli bir unsuru olan havlu ve peştamal yüzeyleri üzerine uygulanması ile kültürel mirasın günümüz koşullarında yorumlanması hedeflenmiştir. Ebru sanatının ev tekstili alanında kullanılması amacı ile yapılan çalışmalar test sonuç raporları ile desteklenmiştir. Pamuk ipliği ile üretilmiş havlu ve peştamaller üzerinde gerçekleştirilen toprak boya ile akrilik boya denemeleri, laboratuvar sonuçları vesilesi ile karşılaştırılmıştır.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 340-356

Goblen Halıları Kullanan İki Kadın Sanatçının Eserlerinin Göstergebilimsel (Semiyotik) Analizi

Aşkın BAHADIRORCID

<jats:p xml:lang="tr">Göstergebilim, göstergeleri incelemekte olan bilim dalı olarak açıklanmakta ve gösterge dizelerini inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Dilimize göstergebilim olarak giren bu kavram İngilizce Semiyoloji kavramından gelmektedir. Göstergebilimsel analiz yönteminde, göstergede, gösteren ve gösterilen arasında bir ilişki kurulmakta ve bu durum anlamlama olarak isimlendirilmektedir. Anlamlama süreci, gösterenin göstergesini, gösterilen olarak zihinde biçimlendirilmesini sağlayan süreç olarak açıklanmaktadır. Barthes, göstergebilimsel analiz yönteminde, düz anlam ve yan anlam kuramlarını ortaya koymuştur. Düz anlam ve yan anlam kuramları, anlamlamanın bir parçası olarak şekillenmektedir. Araştırmada, örnekleme alınan ve goblen duvar halıları kullanan iki çağdaş kadın sanatçının eserleri, görünenin ardındaki derin anlamları/yan anlamları ortaya çıkarmayı amaçlayan göstergebilimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda, her iki sanatçının da goblen duvar halılarını kişisel belleklerinden elde ettikleri motivasyon ile sanatsal ürüne dönüştürdüğü tespit edilmiştir. Araştırmada, yapılan incelemelerde, her iki sanatçının da biçimsel olarak (gösterge) ortaya koydukları nesnelerin derin anlamında birtakım kurguların bulunduğu tespit edilmiş, göstergebilimsel analiz sayesinde bunları okumanın mümkün olduğu görülmüştür.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 357-373

Fréderic François Chopin’in Op. 6 No.1 Mazurka Eserinin Form Analizi

Mustafa ERENORCID; Ajda ŞENOL SAKİNORCID

<jats:p xml:lang="tr">19. yüzyılda sanayi alanındaki gelişmeler insan yaşamında değişimi beraberinde getirmiştir. Bu değişim sanat dallarında olduğu gibi müzikte de kendini göstermiş Ulusalcılık akımının da etkisiyle besteciler kendi kültürüne ve ülkesine duyduğu özlemi, sevgiyi eserlerine yansıtmışlardır. Böylelikle bazı müzikler besteci ve ülkesinin kültürü arasında çok güçlü bir bağ oluşmasını sağlamıştır. Bu bağ Chopin’in müziklerinde mazurkalar şeklinde görülmektedir. Mazurkalar, 16. yy’da Polonya’nın Varşova kenti yakınlarındaki Mazovia bölgesinde yaşayan Mazurlar tarafından ortaya çıkarılmış bir halk dansıdır. Mazurka türünün günümüzde çalgı dağarında özellikle de piyano repertuvarında hala çalınıyor ve biliniyor olmasında Frederic François Chopin’in çok büyük katkısı vardır. Çoğunlukla piyano eserleri besteleyen F. F. Chopin, vatan sevgisini, ulusuna bağlılığını ayrıca özlemlerini mazurka ve polonez türleri üzerinde gerçekleştirdiği çalışmalarla ifade etmiştir. Bu araştırmada F. F. Chopin’in Op. 6 No.1 Mazurkası çalıcıya eserin müzikal ifadesinde yardımcı olması amacıyla formsal açıdan ayrıntılı incelenmiştir.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 392-407

Sosyal Ayrışmanın Sinematografik Anlatısında Bir Arayüz Olarak Pencereler: Parazit Filmi

Çiğdem KARABAĞORCID

<jats:p xml:lang="tr">Sosyal ayrışmanın küresel kodlarını Batı dünyasına hâkim olan kapitalist ideolojiye tazeleyici bir bakış açısı sunan 2019 yapımı Parazit Filmi, modern Güney Kore toplumu üzerine güçlü anlatılar sunar. Çalışma kapsamını oluşturan filmin izleyici ile ilişkisi, sinematografik sosyo-mekânsal anlatılar üzerine kuruludur. Çalışmanın araştırma sorusu, “sinematografik mekân ilişkiselliğinde, anlatı/söylem ile bakma ve görme biçimlerinde bir arayüz olarak kullanılan pencerelerin, sosyal ayrışma unsurlarına verdiği referanslar nelerdir?” olarak belirlenmiştir. Çalışmanın amacı, arayüzün (pencerelerin) dış mekân-iç mekân, iç mekân-dış mekân ilişkiselliğinde, anlatı/söylem ile yine aynı kadraj içerisindeki bakma ve görme biçimlerinin analizlerine odaklanılarak, sosyal ayrışmanın “anlam” inşasını ortaya çıkarmaktır. Nitel araştırma yönteminde, etkileşimli içerik analizi ile ele alınan çalışmadan elde edilen bulgularda, arayüz olarak kullanılan pencerelerin, görme sonucu idrak/anlam ilişkisini pozitif (üst-statüye ait) mekânlarda güçlendirdiği ve aynı mekânlardaki anlatıların “kendi gerçekliğini” inşa ettiği sonucuna varılmıştır.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 408-433

Azerbaycan’da Hanlıklar Dönemi Erkek Milli Kıyafetleri ve Günümüz Giysi Tasarımına Bir Uyarlama

Minara GULİYEVAORCID

<jats:p xml:lang="tr">Öz&#x0D; Azerbaycan Hanlıklar dönemindeki milli kimlik, erkek milli kıyafetlerinin her alanında kendisini göstermektedir. Hanlıklar zamanında erkek milli kıyafetlerinin modelleri, kumaş ve süsleme özellikleri, giysilere ait biçim ve karakter özellikleri irdelendiğinde bunlar arasında süregelen çeşitli bağların olduğu ve bu bağların süreç içerisinde kendisini modern kültüre entegre etmeye çalıştığı saptanmaktadır. Yüzyıllar boyunca Azerbaycan ile diğer milletler arasında kurulan etkileşimler özellikle farklı kültürel miras kimliklerinin de Azerbaycan’da Hanlık döneminde erkek milli kıyafetlerine tesir ettiği görülür. Bu tesirin sembolizasyonu ve somutlaşması kıyafetler üzerinde kendine bir yer tutturmuş. Azerbaycan kimliğinin erkek çizgileri aracılığıyla nasıl miras alındığı ve korunduğu belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Özellikle Hanlıklar döneminde farklı kültürel miras kimliklerinin gösterilmesi süreç içerisinde bu milli giyimlerin yerini modern giysilere bırakması geleneksel kültürden kopmadan yeni yöntemler ve teknikler kullanılarak çağa uygun giysilerin tasarlanabilmesine olanaklar hazırlamaktadır.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 434-452

Denizli Tekkeköy Termal Çamuru ve Bölge Kilinin Seramik Bünyede Kullanımı

Atilla Cengiz KILIÇORCID; Ayşen ÇAMORCID

<jats:p xml:lang="tr">Öz&#x0D; Bu çalışmanın amacı, termal çamur ve killerinden yararlanarak düşük derecede pişen fakat sır çatlağı olmayan seramik yapmaktır. Denizli Tekkeköy termal çam uru (gri kil) ve bölge kilinin (sarı kil) seramik bünyede kullanımı üzerine yapılan denemelerle, yeni sonuçlara ulaşarak seramik ve çini üretimine katkı sağlanması planlanmaktadır. Killer, yapısal özellikleri, yeryüzüne yakın bölgelerde oluşmaları sayesinde kolay erişilebilir olmaları, jeokimyasal olarak saflıkları ve atmosferik koşullara karşı yüksek oranda dayanım göstermeleri gibi özelliklerinden dolayı çok çeşitli alanlarda kullanılmışlardır. Ana malzemesi kil olan seramik de bu alanlardan biridir. Her geçen gün seramik alanında yeni gelişmeler olmaktadır. Seramik alanındaki gelişmeleri devam ettirmek için çeşitli malzemeler kullanılarak deneysel çalışmalar yapılmaktadır.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 474-492

CONTEMPORARY FIBER ART AND INSTALLATION EXAMPLES IN THE 21ST CENTURY

Kübra Nur YALDIZBAŞORCID; Kafiye Özlem ALPORCID

<jats:p xml:lang="tr">1960’lı yıllar sonrası, yeni ifade ve farklı sanat anlayışlarının ortaya çıktığı bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Birçok sanat dalının yanı sıra tekstil sanatında da çok boyutluluk anlayışı ile yeni malzeme ve teknik arayışlara yönelim söz konusu olmuştur. 1962 yılında I. Lozan Tapestry Bienali tekstil sanatı örneklerinde ilk defa geleneksel tapestry anlayışının dışına çıkarak farklı sergileme biçimleri büyük ses getirmiştir. Tekstil sanatının plastik sanatlar çerçevesinde kabul görmesiyle serbest tekstiller, tapestry ve lif sanatı gibi kavramlar iç içe geçmiştir. Güncel sanatta bu eserler sanatçıların yaklaşımlarına bağlı olarak birçok sanat disiplini çerçevesinde ele alınmaktadır. Enstalasyon sanatı, farklı disiplinlerin yanı sıra tekstil sanatında en çok kullanılan ifade ve temsil araçlarından birisidir. Bu makale ile 21.yy lif sanatının enstalasyon sanatındaki sergileme biçimlerinin incelenmesi ve disiplinlerarası çalışan sanatçıların örnekleriyle mekan, nesne ve izleyici ilişkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Seçilen 10 adet güncel lif sanatına ait eserin enstalasyon sanatındaki uygulamaları ve izleyici eser etkileşimi kavramsal düzeyde ele alınmıştır.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 514-537

SLOW FOOD AND SLOW FASHION: NEW TRENDS OF THE SUSTAINABLE LIFE

Esra ENESORCID; Gülser YAVUZORCID

<jats:p xml:lang="tr">Günümüzün hızlı üretim ve hızlı tüketim dünyasında tüm canlılar, sera gazlarının salınımı ve tarım ürünlerinin doğallığının bozulması gibi çevresel zararlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu dönemde yaşamı tehdit eden bu durumlar hakkında bir farkındalık oluşmuş ve buna bağlı olarak sürdürülebilirliğin önemi her alanda artmıştır. Bu bağlamda son on yılda iki önemli akım dikkat çekmektedir: Slow Food ve Slow Fashion. Bu araştırmada, son yıllarda hızlanan tüketim artışı nedeni ile insanlığın iki temel ihtiyacı olan yemek yemek ve giyinmek, sürdürülebilir ortak bakış açısı olan “yavaşlama” açısından ele alınmıştır. Bu çalışmada “yavaşlık” kavramının benzer disiplinler açısından kavramsal olarak ele alınması amaçlanmaktadır. Bu nedenle, Slow Fashion ve Slow Food alanındaki literatürde yer alan çalışmalarla, konunun benzerlik ve farklılıkları incelenmiştir. Araştırmanın yöntemi, nitel araştırma yöntemlerinden, doküman analizidir. Çalışmada Türkiye’de TR dizinde gastronomi ve moda disiplinleri açısından yer alan 26 makale içerik, amaç, yöntem ve sonuç bakımından değerlendirilmiş ve raporlanmıştır. Her iki disiplinin hızlı üretim ve tüketim döngüsüne karşı geliştirilmiş yavaşlık eyleminin benzerlik ve farklılıklarının incelenerek sürdürülebilir bir yaşam için öneriler sunulmuştur. Çalışma bulgularına göre, Slow Food ve Slow Fashion, sürdürülebilirlik, etik üretim, bilinçli tüketim, yerel kültür ve kimliğe saygı konularında benzer yaklaşımlar sergilemektedirler. Sonuç olarak, Slow Food ve Slow Fashion terimleri birbirlerinden farklı olmalarına rağmen, ortak özellikleri nedeni ile sürdürülebilir, bilinçli, adil ve kültürle uyumlu bir yaşam tarzı benimsemeyi teşvik etmektedir.</jats:p>

Palabras clave: General Engineering.

Pp. 538-559